27 Şubat 2013 Çarşamba

SOSYETE LOKUMU

 
Uzun bir aradan sonra tüm ziyaretçilerime ve blog arkadaşlarıma sevgiler ve selamlar.Küçük dertler , hani; gelince üst üste gelir derler ya..evdeki elektri aletlerle başım dertte şu sıralar:)bir birlerinin ardı sıra ahenkle bozulup tamir görüyorlar:) makinadır, bozulacaklar elbette ,ne var bunda demeyin:))
en son çamaşır makinasının bozulup iki defa banyoyu su basması,buzdolabının bozulup tamamen boşaltılması, üstüne mini dondurucu satın almak zorunda kalmam,şu sıralar beni bir hayli yordu):üstüne üstlük bir de prensesin bağırsaklarına yenik düşmesi:))yeterin artık diye hanede isyan başlatmama sebep oldu:)Arşiv yayımlanacak reçetelerle dolu, ben blogumu güncelleyinceye kadar sebzelerin mevsimi geçecek:)lafı çok uzatmadan..Tatlı tarifim ile başlamak isterim.Bugüne kadar denememiş olmam büyük kayıpmış:)pratik ve enfes bir lezzet,mutlaka denemenizi öneririm.Hem sunum hemde lezzet olarak sofranızın baş tacı olacaktır ,benden söylemesi:)orjinali için Buraya bakabilirsiniz..Görüşmek üzere,sağlıklı ve  sevgi ile kalın...

Malzemeler:
1 lt süt
2 su bardağı un
1,5 su bardağı toz şeker
75 gr tereyağ
2 paket vanilya
2-3 su bardağı  hindistan cevizi
1 su bardağı  kavrulmuş  fındık içi

Hazırlanması:
Süt ,un ve şekeri yumurta teli ile karıştırın yavaş, yavaş  sütü yedirmeye  çalışın.Böylece hiç topak olmadan homojen bir karışım elde edeceksiniz.Daha sonra orta hararetli ateş üzerinde devamlı karıştırarak pişirin.Koyu bir bulamaç halinde olacak muhallebi.(Çiğ un kokusunu duymuyorsanız )kaynayınca  ateşten alın.Muhallebiye vanilya ve tereyağ ekleyin ve mikserle 5 dakika kadar çırpın.
28x28 cm kare borcam kalıbın, tabanı görülmeyecek şekilde hindistan cevizi ile kaplayın.Hazırlanmış muhallebiyi dökün,  üzerini düzleştirdikten sonra 3-4 saat buzdolabında soğumaya bırakın(akşamdan sabaha bırakılması daha uygun oluyor)Soğumuş muhallebiyi enine  6 'ya kesin aynı şekilde boyuna da 6'ya kesin böylece küçük, küçük kare ,parçacıklarınız olacak.
Karelerden bir tanesini elinize alıp ortasına bir tane fındık yerleştirin.Elinizi ,arada bir hindistan cevizine bulayıp (muhallebinin elimize yapışmasını önlemiş oluruz)muhallebiyi top haline getirin
hindistan cevizine bulayıp,ortasına  bir tane daha fındık batırın.Bu şekilde bütün muhallebi kareciklerini hazırlayıp 1-2 saat daha buzdolabında dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.
Afiyet Olsun...

17 Şubat 2013 Pazar

FIRIN POŞETİNDE ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI

Tüm takipçilerime ve blog arkadaşlarıma sağlıklı mutlu haftalar dilerim.Uzun zamandır  listemde hazırlanmayı bekliyordu:) sevgili Nilay da gördüğümden  beri aklımdaydı hazırladım,yayımlamaya değer bulduğum ,bu tarif için fikrim şudur;fırın yemeği  yapmak  için  fırınınızı ısıtmışsanız, aynı zamanda bu dolmayı da birlikte pişirmenizi önereceğim.İç malzemesini,daha önceki  Dolma  tariflerim gibi  hazırladım.Buyrun nasıl pişirmişim;

Malzemeler:
1/2 kg dolma biber
1 su bardağı  pirinç
2 tane kuru soğan
1 kahve fincanı zeytinyağ
2 kesme şeker
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salças
1-2 yemek kaşığı nane
1 çay kaşığı dolma baharı
1 su bardağı sıcak su
1/2 kahve fincanı zeytinyağ
2 çay kaşığı tuz

Hazırlanışı:
Yemeklik doğranmış soğanlar sıvı yağda kavrulur .Yıkanmış pirinçler,tuz şeker ve salçaları ilave edilip kavurmaya devam edilir,sıcak suyu dökülür pişmeye bırakılır. Suyunu çeken pirinçler demlenmeden önce nanesi ve baharatı ilave edilir demlenmeye bırakılır.Dolma biberler ayıklanır, hazırlanan iç malzeme ile çok sıkıştırmadan yeterince doldurulur.İç malzemesi ile doldurulmuş dolmalar fırın poşetine dizilir.1 su bardağı su,zeytinyağ ve tuz bir kap içinde karıştırılıp  dolmaların bulunduğu  poşete boşaltılır.Poşetin ağzı sıkıca bağlanır.Kürdan ile poşet,bir iki yerinden delinir,fırın tepsisine yerleştirilip , pirinçler uzayıncaya kadar fırında pişirilir.Soğuduğu zaman servis edilir...

16 Şubat 2013 Cumartesi

MEKSİKA FASULYESİ SALATASI

Herkese sağlıklı mutlu pazarlar dilerim.Yine çok pratik, yemek veya çay sofralarının kurtarıcı  lezzeti diyebileceğim , meksika fasulyesi tarifini vermek istedim.Elbette hepinizin çok iyi bildiği bir reçete fakat  arşivimde bulunması  için yayımlamak istedim:)Buyrun ben nasıl hazırlamışım;
 
Malzemeler:
 
1 kutu meksika fasulyesi
1 küçük kutu mısır
5-6 tane  kornişon turşu
1/2 demet dereotu
1/2 demet dereotu
3 dal yeşil soğan
2-3 dilim közlenmiş kapya biber konservesi
1/2 limon suyu+zeytinyağ
 
Hazırlanması:
Meksika fasulyesini süzgece boşaltıp, üzerine 1 su bardağı sıcak su  dökelim ( konserve kokusu gitsin)ve  fazla sularını süzülmeye bırakalım.Diğer tarafta maydanozu ve dereotunu ince ince kıyalım.Aynı şekilde  yeşil soğan,kapya biber ve kornişon salatalığı da doğrayıp tüm malzemeleri büyükçe bir kapta  karıştıralım limon ve zeytinyağ karışımı ile lezzetlendirdikten sonra servis edeceğimiz  tasa boşaltalım.Yaklaşık bir saat dinlendirdikten sonra servis edelim.


11 Şubat 2013 Pazartesi

NAR'IN BEREKETİ PRİL İLE DOORS AKADEMİ

 Değerli takipçilerime, blog arkadaşlarıma kucak dolusu sevgilerimi ve selamlarımı gönderiyorum.
Nadir de olsa, bazen neye ,niçin,neden üzüldüğümü ben bile bilmem:)size de olur mu? zaman zaman motivenizin düştüğü, duygu ve düşüncenizin çekiştiği günler:)Oysa,geçen hafta Müge hanımın daveti geldiğinde nasılda heycanlanmıştım:)bugün Pril'in sevgililer günü için etkinliği vardı ,sabah umutsuzca  yollara düştüm fakat  tüm gün çok keyifli geçti:)Doors  Akademiye vardığımda  daha önce kendisini hiç görmeden severek yazıştığım blog arkadaşım Seval'imi görmek beni ziyedesi ile mutlu etti:))  bugün için hazırlayacağımız lezzetleri ,şefimiz eşliğinde birlikte kotardık bol bol sohbet edip hazırladığımız yemekleri yedik,bol bol  PRİL'in yenilenmiş  ürünü 3lü güçlü nar ile bulaşık yıkadık:))tek yapmadığım ,fotoğraf çekmemek olmuş))):Müge hanımın göndereceği fotoğraflarla bugün hazırladığımız , benim için favori diyebileceğim Ispanaklı narlı cevizli salata  ve Frambuaz reçelli kurabiye tarifini ileriki günlerde reçetesini vereceğim.
Yenilenmiş  3'lü güçlü narlı Pril'i bugun test etme imkanı buldum,gerek parfümü gerekse  temizleme gücüne bizzat şahit oldum.Hepinizin  çok iyi bildiği firmayı fazlaca anlatmaya zaten gerek yok güvenle kullandığınızı biliyorum:)) bulaşık makinası için yenilenmiş ürünü henüz kullanmadım.PRİL,bardaklarımızı  çizmeden temizleyeceğini vaat ediyor:))söyledikleri gibi olacağından eminim,kullanıp  görmek lazım.
Benim için çok keyifi bir gün oldu:)Nazik daveti için Müge hanıma,pril marka müdürü Beçhan sayıner'e şeflerimiz İdil şanal ve Tayfun doğutürk'e Doors Akademiye ve çalışanlarına  çok teşekkür ederim...
Sağlıklı ,mutlu  haftalar dilerim,görüşmek üzere...




PRIL LEZZET ATÖLYESİ, SEVGİLİLER GÜNÜ’NE TAT KATTI…  
İstanbul - Hanımların bulaşıktaki değişmeyen tercihi Pril, Sevgililer Günü dolayısıyla son derece keyifli bir etkinliğe imza attı. Zorlu ve inatçı lekelerin korkulu rüyası Pril, lezzet dünyasının önde gelen blogger’larını Doors Akademi’de Sevgililer Günü’ne Özel Lezzet Atölyesi’nde bir araya getirdi. Yeni nesil Pril 3’lü Güç Nar ve Pril Multi-Perfect Jel’in de tanıtıldığı aktivite,11 Şubat 2013 tarihlerinde gerçekleşti. 
Hanımların mutfaktaki en büyük yardımcısı olarak, onlara her zaman bulaşıkta en özel çözümler sunan Pril, lekeleri çıkarmadaki iddiasını bu kez Sevgililer Günü’ne özel lezzetlerde de ortaya koydu. Pril, internet dünyasının önde gelen blogger’larını Doors Akademi’deki Sevgililer Günü’ne Özel Lezzet Atölyesi’nde buluşturdu. Henkel’den Pril Marka Müdürü Beçhan Sayıner’in de katıldığı etkinlikte blogger’lar; Şef İdil Şanal ve Şef Tayfun Doğutürk eşliğinde Aşk Bahçesi (Narlı Cevizli Salata), İtalyan Öpücüğü (Risotto  - Fırınlanmış Çeri Domates Ve Taze Krema & Bonfile Eşliğinde) ve Kalpten Kalbe (Reçelli Kalp Şeklinde Sevgililer Günü Kurabiyeleri) isimli tarifleri hazırladı. Pril 3’lü Güç Nar ve Pril Multi-Perfect Jel’in tanıtımının ardından bulaşıklar yine Pril ile yıkandı. Böylece blogger’lar, Pril’in etkili leke çıkarma gücünü kendileri deneyerek görmüş oldu.

7 Şubat 2013 Perşembe

TORTİLLA LAVAŞ LAHMACUN

 
Tortilla lavaşı ilk defa farketmem ile  birlikte lahmacun tarifini ürettim:))öyle çok hazırladık ki
sevdiklerimizle paylaştık, onlarda çok sevdiler:)Blogumu ilk açtığım  zaman  bu Tarifimi Paylaştım.
Öyle , acemice çekilmiş fotoğraf ve anlatım:))onları silmiyorum sayfamdan bilakis gurur duyuyorum:)nasıl basamak, basamak sayfamın düzeldiğini(şimarıkça oldu, fakat öyle yani:))sonra aynı  reçeteyi revizyona uğrattım:))son reçetem ile şimdilik  devam ediyorum.Tadım yapan  blogcanlarım da çok beğenerek yediler ve kendileri de hazırladı:)onların sayfalarından da bakabilirsiniz harika fotoğraflandırdılar ve iç malzemede biraz dokunuşlar yaptılar.Tijen'im,Tümay'ım,Sibel'im,vişnap'ım
çok pratik ve lezzetli oluyor şiddetle öneririm..
 
Malzemeler:
 1 paket lavaş (12 adetli olan)
350-400 gr. kıyma
1 soğan rendesi
½ demet maydonoz
2 adet domates rendesi
Tuz
Karabiber
 
Hazırlanması:
Soğanı ve domatesi rendeleyin veya çok ince de doğrayabilirsiniz.Maydanozu ince kıyın.Tüm malzemeyi kıymaya ilave edin yoğurun.Tuz ve karabiber ile tatlandırın.Harcınız yumşak fakat çok sulu olmamalı.Hazırladığınız  kıymalı harcı,bir lavaşın üzerine ince bir tabaka halinde döşeyin.
Üzerini tekrar bir lavaş ile kapatın.Hiç yağ kullanmadan ,tercihen teflon bir tavada orta hararetli ateşte her iki tarafını kızarıncaya kadar pişirin ve sıcak servis edin.Lahmacunda olduğu gibi yeşilliklerle servis ederseniz daha da lezzetli oluyor.
Kolaylıklar Dilerim...



 

6 Şubat 2013 Çarşamba

TAVADA PİZZA

 Herkesin diyette olduğu şu günlerde ,hamurlu tariflerin arka arkaya gelmesini bende esef ediyorum :)))ama arkadaşlar , arşivde bekleyen  çok önemli, pratik ve durum kurtarıcı tariflerdi yazmadan kayıt altına almadan olmazdı:))zaman hızlı akıyor bundan 7-8 yıl önce belki daha fazla Elif Karlı bir tv. proğramında haırlamıştı,o günlerden bu güne sıkça hazırladığım bir lezzet oldu.Bu defa tuzubiberi.com sitesindeki gibi içine ilave ettiğim 2 yemek kaşığı sıvıyağını çıkardım  gerçekten enfes oldu tavsiye ederim.Daha önce ki,pizza tariflerime BURADAN bakabilirsiniz...

Malzemeler:
1 tane yumurta
1 kahve fincanı yoğurt
3 kahve fincanı un
1 çay kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu

Salçalı Sos İçin:
1 tatlı kaşığı salça
1 tatlı kaşığı ketçap
1 tutam kekik
1-2 yemek kaşığı su

Üst Malemesi İçin:
1 su bardağı kaşar peynir rendesi
1 kahve fincanı iglo mısır
sosis,sucuk, vb.

Hazırlanması:
Pizza hamurunu hazırlamak için,yumurta,yoğurt ve tuzu kendi arasında karıştıralım.Un ve kabartma tozunu eleyerek sıvı karışıma ilave edip  hamur haline getirelim.Biz diğer işlemleri hazırlayıncaya kadar pizza hamurumuz kenarda beklesin.

Salçalı sos için; malzemeleri kendi arasında karıştıralım.Kıvamı ne çok katı ,ne de çok sıvı olsun
verdiğim su ölçüsü ile yeterince kıvamını  ayarlayabilirsiniz.

Şimdi;Pizza hamurumuzu,isterseniz eliniz ile  isterseniz merdane ile 26 cm çapında açın ve tabanı katı yağ ile yağlanmış tencere veya tavaya  kenarları yükşek kalacak şekilde yerleştirin.Üzerine hazırladığınız sosu sürün.Üzerine istediğiniz malzemeyi dizin,mısır ve kaşar peyniri serpin, tencerenin kapağını kapatıp, kısık ateşte 10 Dakika pişirin.Süre sonunda, ocağın altını kapatıp yine tencerenin kapağını açmadan 5 Dakika daha bekletip sıcak servis edin.
Afiyet Olsun...
NOT:
Bu ölçüde hazırladığımız pizza hamurunu çok ince olmasını isterseniz 32 cm çapında bir tencerede hazırlayabilirsiniz.Veya hamuru ikiye bölerek daha küçük çapta bir tencere veya tava da hazırlayabilirsiniz..



5 Şubat 2013 Salı

FIRIN HAMURU İLE POĞAÇA

 
 Eskilerden bir reçete ile geldim:)çay saati  tariflerinin  günümüzde olduğu gibi çeşit, çeşit olmadığı günlerden bir  reçete.O zamanlar  altın günleri var:) mönü  listesi hazırlandığında ilk sırada ve olmazsa olmaz  Fırın Hamuru ile Poğaça.Her hazırlanışında iç malzemesi değiştirilerek farklı
bir lezzet oluşturduğum çok pratik bir tarif.Üstelik ,hamurun  bir gün önceden hazırlanması ayrıca kolaylık.Satın alacağınız hamurun gramı, fırına göre farklılıklar gösterir mi endişesi ile
240-275 gr  ekmek  hamuru belirtmek istedim:))
Görüşmek üzere,sevgi ile kalın...
 
Malzemeler:
1 tane ekmek hamuru
60 gr tereyağ(oda ısısında)
 
İçi İçin:
peynir
 
Üzeri İçin:
1 tane yumurta sarısı
susam+çörekotu
 
Hazırlanması:
Tereyağ ile hamuru parmak uçlarınız ile  katlaya katlaya  yoğurmaya çalışın.Bu şekilde tüm eliniz
yağlanmamış olup, yağın hamur ile bütünleştiğini görürsünüz.Yağlı hamurdan ,cevizden büyük parçalar koparıp bir kaç kez katlayın.Bu şekilde poğaçanızın içi kat kat olacaktır.Avucunuzun içi kadar açın iç malzemesini doldurun.Hamurun tüm uçlarını toparlayıp ek yeri alta gelecek şekilde fırın kağıdı serilmiş tepsiye dizin.15-20 dakika tepside dinlendirin.Üzerine yumurta sarısı isteğe göre susam ,çörekotu serpip önceden ısıtılmış 190 derecedeki fırında pişirin.Ilık servis edin.
Afiyet Olsun...
 
 

4 Şubat 2013 Pazartesi

TÜRK KAHVESİ NASIL HAZIRLANIR


Tüm takipçilerime,özlem dolu sevgiler selamlar.Uzun aradan sonra kahvemi aldım geldim, biraz sohbet edelim istedim :)öncelikle bu kadar uzun arada yalnız bırakmadığınız izlemede kaldığınız için binlerce teşekkür ederim:)evet efenim,ben türk kahvesi hazırlamayı rahmetli efendi babamdan öğrendim  9-10 yaşlarımdaydım  okuldan çıkar çıkmaz koşa koşa öğlen yemeğine yetişir  büyük ailem ile birlikte öğlen yemeği yerdim.Bir gün  yemek sonrası rahmetli  "hadi bir kahve hazırlada içelim" dedi.Nasıl heycanlandım  bugün gibi hatırımda :)Efendi babam, mutfak konusunda çok titizdi,genellikle  yemek sonrası kahvesini kendisi hazırlardı.O zamanlar soba var evimizde  kor halindeki közler sobadan itina ile  küreğe doldurulur sonra  doğru mangala  dökülürdü. Rahmetli çoğunlukla mangaldaki közde pişirirdi kahvesini.Heycanlanmam çok doğal değil mi:)nasıl hazırlayacağımı anlattı, eminim ki ilk kahve deneyimimde kötü bir kahve ikram etmişimdir:))
İkram ettiğim kahvenin boşlarını almayı akıl edemedim elbette:)annemin dürtüsü ile boşları toplamaya gittim, bir baktım ki tabağın kenarında eski metal para ile  2,5 lira bırakmış rahmetli:)teşvik amaçlı elbette:)))büyük adamdı gerçekten ,fakat  bugün olsa teşviş amaçlı da olsa" paranın yerine ne olabilirdi "diye düşünmeden de edemiyorum açıkçası:))Allah mafıza ,küçücük bir çocuğu
maddiyata itebilirdi,belki o günün şartlarındaki ödüllendirme şekiydi:)) belki de haftalık verdiği harçlıklarımın ikramiyesi kim bilir:)))Bugün ise ,her türk kahvesi gördüğümde Efendi babamı yad ederim,nur içinde yatsın...
Kahve bu ya...laf lafı açtı işte:))hadi sizde bir kahve hazırlayın o zaman.
1 kahve fincanı soğuk suyu cezveye boşaltın,üzerine 1 tepeleme  çay kaşığı taze kahve ve orta şekerli kahve isteniyorsa  1 çay kaşığı toz şeker(kesme şeker mümkünse kullanmayın,içinde ek maddeler olduğu için kahvenin köpüğünü ve tadını bozacaktır)ekleyip karıştırın.En kısık ateşte pişmeye bırakın, bir defa karıştırın başkada karıştırmayın.Cezvenin başından ayrılmayın.İlk tıkırdamaya başlayıp üzerinde kahve kaymağı tutunca ,çay kaşığı ile köpüklerin 1-2 çay kaşığını fincana alın.Tekrar cezveyi ateşe sürün.Yine tıkırdadığında ateşten alın kaynamasına fırsat vermeyin.
Fincanın kenarından yavaşça cezvedeki kahveyi boşaltın.Kahvenin yanında lokum ,çikolata, browni kek gibi lezetleri ikram ederken , bir bardak su bırakmayı sakın unutmayın,Ben acele fotoğraf çekeceğim için unutmuşum:)))
Görüşmek üzere mutlu haftalar dilerim...